Enerji, maden, kimya, metal, tekstil ve diğer sektörlerde tüm dünyada örgütlü bulunan ve 50 milyondan fazla işçiyi temsil eden IndustriALL Küresel Sendikasının Türkiye’deki üyeleri ile gerçekleştirdiği istişare toplantısı, 12 Ocak 2018 günü TES-İŞ Genel Merkezinde yapıldı.
IndustriALL Küresel Sendikasının Genel Sekreteri Valter Sanches’in yanı sıra IndustriALL üyesi olan ve Türkiye’de faaliyet gösteren 19 sendikanın genel başkanları, yönetim kurulu üyeleri ve temsilcilerinin katıldığı toplantıya IndustriALL Küresel Sendikası İcra Kurulu Üyesi olan Genel Başkanımız Mustafa Şahin başkanlık etti.
Üye sendikaların Türkiye’deki çalışma hayatına ilişkin görüşlerini alan ve istişarelerde bulunan Valter Sanches; açılış konuşmasında, dijitalleşme, iklim değişikliği, küresel çerçeve anlaşmaları, sendikal hak ihlalleri gibi konulara değindi. IndustriALL’ın düzenlediği “Kadına karşı şiddet kampanyasını” anlattı ve destek veren üye sendikalara teşekkür etti.
Enerji sektöründe petrol ve kömür gibi fosil yakıtlardan güneş ve rüzgar gibi diğer enerji kaynaklarına yönelen dönüşüm sürecini anlatan Sanches; “Ölü bir gezegende yapacak iş de yoktur... İklim değişikliğinin getirdiği olumsuzlukları geri döndürmeliyiz… Bu dönüşüm sürecinde işçilerin yeniden eğitimi sağlanmalı ve yeni becerilerle donatılmalı. Bunun maliyetini işverenler karşılamalı...” dedi.
Sanches, taşeron işçilerin kadroya geçişişini düzenleyen 696 Sayılı KHK’yı, 2018 yılı için tespit edilen asgari ücreti ve Türkiye’de çalışma hayatına ilişkin diğer konuları değerlendirdi. Taşeronların kadroya alınması konusunda “Herşey sendikaların istediği gibi olmadı” diyen Sanches, IndustriALL’ın her zaman Türkiye’deki üyeleri ile dayanışma içerisinde olacağını söyledi.
IndustriALL İcra Kurulu Üyesi olan Genel Başkanımız Mustafa Şahin ise yaptığı açılış konuşmasında şunları söyledi:
“Valter Sançez, Türkiye çalışma hayatındaki gelişmeleri bizlerden dinlemek ve istişarelerde bulunmak amacıyla bir kez daha Ankara’ya geldi. Seçildiği günden bugüne kadar, ülkemize ve sendikalarımıza gösterdiği yakın ilgiden ve samimiyetinden dolayı kendisine teşekkür ediyorum.
Dünyada pek çok siyasinin, kanaat önderinin ya da sendikacının Türkiye’ye bir kez dahi gelmeden, varsa sorunları muhatabından dinlemeden, samimiyet ve iyi niyetle değil, siyasi çıkar hesaplarıyla açıklamalar yapabildiğini hep birlikte görüyoruz.
Biz bu tür yaklaşımları samimi bulmuyor, fazla dikkate almıyoruz. Bu anlamda, ülkemizi sık ziyaret eden sendikacı dostlarımızın ve Valter kardeşimizin ziyaretlerini, üye sendikalarımızla yaptığımız istişare toplantılarını son derece önemli ve zorunlu görüyoruz.
Burada yapılan değerlendirmelerin IndustriALL’un izleyeceği stratejiyi daha isabetli kılacağına, ülkemiz çalışma hayatına gerçek ve olumlu sonuçları olacağına inanıyoruz.
Valter kardeşimiz genel sekreterlik görevini üstlendiği günden bu güne kadar, bizim her sorunumuzda ve talebimizde yanımızda olmuştur. Son olarak geçen Aralık ayında, ücretlerin yüksek olduğu gerekçesiyle işten çıkarma tehdidiyle karşılaştığımız bir işyeri ile ilgili çok kısa bir süre içerisinde hazırlığını yapmış ve bizimle dayanışma içerisinde olmuştur.
Bu vesileyle, Valter kardeşimize IndustriALL Küresel’in gösterdiği bu dayanışma için bir kez daha teşekkür ediyorum.
2018 yılına son derece önemli gelişmelerle birlikte girmiş bulunuyoruz. Bu gelişmelerin sendikalarımız tarafından IndustriALL’a, yüz yüze ve doğru bir şekilde aktarılabilmesi açısından bugün gerçekleştirdiğimiz toplantının bizlere iyi bir fırsat sunacağına inanıyorum.
2018 yılına girerken yaşadığımız önemli gelişmelerden birisi, taşeron işçilerinin kadroya alınmasını düzenleyen 696 Sayılı KHK olmuştur. Ülkemizde olağan dışı yaygınlaşan ve kronikleşen taşeronlaşma sorununu sona erdirmek amacıyla çıkartılan ve çok sayıda taşeron işçisinin kadroya geçmesini sağlayan bu düzenleme, hemen hemen tüm sendikalar tarafından olumlu karşılanmıştır.
Ancak, yıllardır verdiğimiz sendikal mücadele, Hükümet tarafından verilen sözler ve en son 5 Aralık 2017 günü Sayın Cumhurbaşkanı tarafından yapılan açıklamanın ardından başlayan süreç, bazı yeni sorunları da beraberinde getirmiştir.
Sendikalar olarak, gelecekte yeni sorunlar yaşanmaması açısından bu konunun önceden sendikalarla müzakere edilmesini ve KHK ile değil TBMM’de görüşülerek çözülmesini talep ettik.
Kapsama alınacak işyerlerinde ayrım yapılmamasını; KİT’lerin getirilecek düzenlemenin kapsamı dışında bırakılmamasını istedik. Bu talebimizi en üst düzeyde tüm Hükümet temsilcilerine ilettik.
Ayrıca kadroya geçen işçilerin, sendika üyeliklerinin bir işyerinde sendikal bütünlüğü bozmaması gerektiğini, kadroya geçen işçilerin, işyerlerinde aynı işi yapan diğer işçilerle eşit ücret ve haklara sahip olması gerektiğini her platformda dile getirdik.
Bu sürecin sonucuna baktığımızda çok sayıda taşeron işçisinin kadroya geçmiş olduğunu görüyoruz ve bunu olumlu bir çaba ve önemli bir adım olarak değerlendiriyoruz.
Ancak, bu hayati meseleye KHK ile çözüm aranması, sendikalarla yeterince müzakere edilmemiş olması, önümüzdeki süreçte çözülmesi gereken pek çok yeni sorunu da beraberinde getirmiştir.
Dolayısıyla önümüzdeki süreçte KİT’lerde çalışan taşeron işçilerin de kadroya alınması ve kadroya geçen işçilerin haklarının işyerinde adaleti sağlayacak şekilde geliştirilmesi için çalışmaya devam edeceğiz.
2018 yılına taşıdığımız diğer önemli konu ise “Arabuluculuk” meselesidir. Bu yılbaşından itibaren yürürlüğe giren düzenlemeyle; işçiler, haklarını aramak amacıyla mahkemeye gitmeden önce arabulucuya gitmek zorunda kalacaklar.
Arabuluculuk müessesi işçilerin yasalarla belirlenmiş hakları üzerinden pazarlık yapan veya ticari görülen bir müessese olarak çalışmamalıdır. Sendikaların ve çalışan kesimin bu konudaki endişeleri maalesef devam etmektedir. Önümüzdeki süreçte arabuluculuk müessesini ve elde edilen sonuçları yakından takip edeceğiz.
2017 yılının son günlerinde gündemimizde olan diğer bir gelişme; 29 Aralık Cuma günü açıklanan Asgari Ücret olmuştur. 2018 yılında geçerli olacak asgari ücret 1603 TL olarak açıklanmıştır.
Çalışan kesimin temsilcisi olarak, asgari ücret tespit komisyonunda yer alan TÜRK-İŞ temsilcileri gerekçesini açıklayarak, bu karara karşı çıkmışlardır. Enflasyonun üzerinde ve yüzde 14’lük bir artış öngören bu rakam Hükümet ve işverenin çoğunluk kararıyla belirlenmiştir.
Biz sendikalar olarak, asgari ücretin tespitinde enflasyonun üzerine çıkılmış olup olmamasına bakmıyoruz. Tespit edilen gelirin, asgari ücretle geçinen bir işçinin ailesiyle birlikte insan onuruna yakışır bir yaşam sürdürüp sürdüremeyeceğine bakıyoruz.
Bu miktarın ailenin en temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılamadığına bakıyoruz. Dolayısıyla asgari ücrette daha ileri adımlar atılması gerektiğine inanıyoruz. Asgari ücrette yeterli bulduğumuz bir rakama ulaşıncaya kadar bu konuda görüşlerimizi ifade etmeye ve çalışmaya devam edeceğiz…”